Mario Rispo

Vita

Mario Rispo’nun özgeçmisi

Mario Rispo Hamburg’ta doğdu. Hamburg kültür sahnesinde yıllarca aktif olarak yer alan Rispo, Schmidt tiyatrosunun ortak kurucularından biri olarak Hamburg ötesi şöhret yaptı.

Türkiye kültürünü kendisi için keşfetmesiyle birlikte Hamburg, Köln ve Berlin’de Alman-Türkiyeli bir çok etkinliğe imza attı.Türkiye müziğine duyduğu ilgi onu Berlin-Kreuzberg Türk Müziği Konservatuarı’nda şan eğitimi almaya kadar götürdü.2004 yıllında bu yana, Hamburg ve Berlin’in yanı sıra şarkıcılık yapmak için gittiği İstanbul’da da yaşamaya başlar.

Helga Othenin-Girard (gazeteci) Mario Rispo hakkında

Hamburg’takı Osdorfer Born’da altın kaşık ve ona ait beşiğin masalından bahsetmeye gerek yoktur. Burada öyle doğan kimse yok. Buradaki nüfusun yüzde otuzu, çoğu Türkiyeli olmak üzere Alman kökenli olmayanlardan oluşuyor. Mahallenin Türkiyeliler oranı şehir ortalamasının çok üstünde ve bu genellikle sorun olarak görülür.

Yetmişli yıllarda Hamburg’un üç yerine yüksek apartmanlar yapılmıştır, bunların birisi de Osdorfer Born’dur. Başını sokacak bir yer olmaktan başka bir şey vaat etmeyen bir yerdir burası. Burada yaşamak, bugüne dek çok zordur, ama yine de birşekilde oluyor. Daha kendileri ergenlik çagından çıkmamış gençlerin ittikleri bebek arabalarının markaları Viper Voyager veya Chicco Trio Black Mistral olmuyor, ama bunun yerine en iyi arkadaşlarının isimleri Savaş ve Barış olabiliyor.Gene de burada Tolstoy destanlarıyla olan her türlü benzerlik bitiyor.

Hayatının anlamını keşfetmek için Mario Rispo beklenmedikten daha yabancı bir dünyaya dalmış. Şarkıcı Osdorfer Born’da büyümüş fakat Prens Bolkonski ve Kont Besuchow gibi hayatin önemli cevaplarını bulmak için kendini savaşa atmayıp başka bir yollu seçmiş.Komşu daireden gelen halay onu baştan çıkarmış ve büyülemiş çünkü…

O zamanlar Mario, Savaş ve Barış en iyi arkadaşlarmış ve birbirini gördükleri zaman «N’aber moruk?» diye selam verirlermiş. Anneleri Halime, genç Almanı ellinden tutup ona mutfakta memleketinden müzik dinletirmiş. Şarkılar dıba perdesi kadar ağır, değişik ve güzel geliyormuş ona. Yavaş yavaş Osdorfer Born’lu çocuk yorumcuları tanımaya başlamış: Muazzez Abacı, Zeki Müren ve Bülent Ersoy.20 yaşında ilk defa İstanbula gittiğinde, Türkiye müziği onu çoktan hasret, acı ve ölümsüz aşktan oluşan ağına sarmıştı.Derler ki, müzik insanın gönlünde doğar ve o seni seçtiyse kurtulamazsın birdaha…

Mario Rispo, Türkiye müziğine duyduğu tutkuya sağdık kaldı ve onu meslek olarak seçti. Senelerce İstanbul’da ve Hamburg’ta Türk Sanat Müziği okuduktan sonra, ilk sahne performansına soyunmuş.

Bu geçmişe kendi köklerimize, Türk Sanat Müziğinin başlangıç dönemiyleö tasavvuf’un ilahileriyle beslenen ve modern Türkçe şarkılarla doğru bir yolculuk.

Bir tutkunun başladığı yere kadar geri giden bir kadar götüren ve bugüne kadar devam eden, aşkın acısı ama aynı zamanda da var olmanın şansı ve sevinci.

Bugün Mario Rispo’ya bir Almanın nasıl klasik Türkiye Müziği söyleyebildiğini sorduklarında o sadece bir cevap verebiliyor: «Müzik insanların ruhunu doldurur, pasaporta vizeye bakmaz!»